13° Parçalı bulutlu

NİSA ESER’İN GASSAL KİTABI ÜZERİNE İNCELEME YAZISI

DÜNYADAN - Haziran 2, 2020 22:46 A A

NİSA ESER’İN GASSAL’I

 

*Abdülkadir Uslu/YAZ-AR-BİR Genel Başkanı

 

Kitapların dışa vurumu kapaklarıdır. Gassal’ı[1] ilk gördüğümde karamsarlık ve hüznü hissettim. Kapak içinin karanlığı dürüst olmak gerekirse biraz beni itti, ön yargılı olduğum için değil; karamsarlığa karşı oldum olası bir antipatim olduğundan. Kitabın ismi “Gassal” da içimi karartıyor be Nisa! Gassal: Ölü Yıkayıcısı… (Belki de ölüm denen gerçekle yüzleşmekten çekindiğimdendir.) Bana sorsan” Vaveyla” derdim; ya da daha sıcak olsun dersen “Aziz Bey.”

Her ne kadar yazarın genç olmasını ve siyah kavramını (ölümü) yan yana getiremesem de Nisa’nın öykülerini ve kalemini tanıyorum. Aslına bakarsanız, belki de biz yaşı ilerleyenlerin “Ah… Ah. Neler yaşadık biz!” arkasına sığındığı çağın hastalığı bu önyargı. Nisa dediklerimi boş ver; ön yargılar yıkılmaya mahkûmdur yeter ki işler doğru yapılsın, doğrular dik dursun. Ben biliyorum kabiliyetli ve başarılı üstelik de genç bir yazarın eseri elimdedir buna ön yargı filan dayanmaz.

“Ya Bismillah!” dedim ve başladım okumaya ve elimden bırakmadan okuyup bitirdim.

Gassal, on iki hikâyeden oluşuyor. Her ay bir hikâye eşittir yılda on iki hikâye o da eşittir 1 kitap. Mantık ne güzel. Edebiyat kadar matematiği severim, bu formül hoşuma gitti J.  Gevezeliği bırakıp kitaba dönelim dilerseniz.

Gassal’da bizi ilk hikâye olan “Aziz Bey” karşılıyor. Aziz Bey, sevimli ve sempatik bir ihtiyar, ölümün yakışmadığı. Ölümü yakıştıramadığımız bizim için bir ayrılıktır; lakin acı gerçekleri ortaya çıkaran bir gerçektir de aynı zamanda. Sevdi zannettiklerinin tavrı ile gerçek dostun tavrını tartmak zamanıdır ayrılık zamanı. Ne dersiniz, gerçek dostun sayısı köydeki deli sayısı kadar mıdır?

İkinci hikâye “Fotoğraf.” Yazar; kahramanının, abisinin mavi gözlerinde okuduğu endişeyi, korkuyu bir de çaresizliği fotoğraflıyor; kelimelerle, cümlelerle. Çok hızlı gelişen ve o kadar da çabuk sonlanan bir hikâye. Hikâye değil de anları sabitleyen birkaç fotoğraf karesi sanki.

Kitaba adını veren “Gassal” da ilginç.

“Yedi yaşında başlamıştı Hıdır bu işe,” demiş ya yazar, okuyunca “Hadi ya, şarkı türkü söylemek mi bu yedi yaşında başlanacak? Ölü yıkayıcılığı yani Gassallık ve yedi yaşında bu işe başlamak?” diyorsunuz, “Hele dur bakalım, altından ne çıkacak?” merakıyla devam ediyorsunuz. Okudukça anlıyorsunuz işin iç yüzünü ve gerçekle de yüz yüze kalıyorsunuz: Ölüm çocuklar için de var. Hikâye sizi çekiyor kendi içine bir anafor gibi. Ve ne olursa olsun “Yıkadığı cesetler arasında sıranın kendine geleceğini” bilse de bir gassal bunu yapmamalıydı, diyorsunuz. İçinizin burkulduğunu hissediyorsunuz, son cümleleri okurken.

“Öğretmen demek…” Herhalde Sadık Hoca gibiler hayatın her aşamasında, toplumun her kesiminde, her meslek grubunda karşımıza çıkabilir, çıkacak da. Ama inancım o ki her şeye rağmen yüreği temiz Elifler başarmanın bir yolunu bulup başaracaklardır.

“İki Deprem bir Hayat”ın, diğerlerine göre duygu yükü biraz daha fazla sanki.

“İkinci Bahar.” Yalnız yaşayan Salim Efendi balkonda vaktini geçirmektedir ama “gözlerini bulamayınca gözlerinde” gözlerini kapatıyor ve bin sekiz yüz elli altı gün sonra…

“Neredesin Sen?”de, “Bekleyen her şey soğur,” diyor yazar. Ama töreler soğumuyor. “Dildar töre kurbanı.” Fehmi Bey de çok dayanamıyor, “ısınmaya gidiyor” Didar’a.

“Vaveyla.” “Ben kimim ve ne için bu dünyadayım?” sorusunun peşinden giden genç kız annesine ısrar ediyor: “Bana İslâm’ı anlat anne, İslâm’ı anlat bana!” Rüyasında, kendini tabutta bulunca aradığı sorunun cevabını da bulmuş oluyor: “O sıcak tenden sonra kulaklarımdaki soğukluğu hissediyorum.”

“Genç Gelin Gülnaz Nine.” “Sakın unutmayın şunu: kadınlar size Allah’ın emanetidir. Bu emaneti koruyup kollamak da boynunuzun borcudur,” diyor. Bu hikâyede son, ölümle geliyor.

“Pembe Gelinlik.” Olay küçük kızın rüyasından yola çıkarak gelişiyor. Büyük bir hayal kırıklığına uğrayan Nazlı “Artık rüya da görmek istemiyordu.” “Gariplikten böyle yarım kalacaksa hayalleri, uyumazdı ki!”

“Necide”de yine ölüm var. Kocası vurularak ölmüş kadının çocuklarını bakmak için ev temizliğine gitmesi, temizliğe gittiği yaşlı adamın aniden ölmesi. Ve sonrasında yaşadıkları… İlginç bir hikâye.

“Yıkılış;” intihar ve ölüm. Kaza geçiriyorlar. Annesi ve babası ölüyor, kardeşi yaralanıyor. Hüseyin bunun etkisinde kalıyor, dedesi okuması için onu ikna ediyor ve …

Gassal öykü kitabı: kısa hikâye dalında ödülleri de olan Nisa Eser’den güzel bir eser. Gassal’da yazarın akıcı üslubu, konuya ve Türkçeye hâkimiyeti göze çarpıyor. Zevkle okuduğum, sanki usta malı bir hikâyeler demetiydi Gassal. Hemen hemen her hikâyede ölüm etrafında dönen ilginç kurgular ve sürpriz sonlar nice usta yazarı(!) cepten çıkaracak kalitede.

Yozgat Sorgun’a Mehmet Öskan hocamın davetiyle bir proje kapsamında gittiğimde tanımıştım Nisa’yı ve öykülerini orada okumuştum ilk kez. Sonrasında da takip ettim. O zaman hissetmiştim, şimdi gördüm. O zaman Mehmet Öskan hocamın kulağına fısıldadığım cümleyi bugün yüksek sesle tekrarlıyorum: “Türk Edebiyatı’nın gözü aydın olsun; bir öykücü doğdu, büyüyor.”

Nisa yolun açık olsun.

 

 

[1] Eser, Nisa (D.2000-Sorgun/Yozgat), Mart 2020, Gassal, İki Nokta Kitabevi, 1. Baskı, İstanbul.

DÜNYADAN - 22:46 A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.

HABER LİSTESİ

  • 01
    Fatih Kaplan: Bu Dünyadan Süleyman Adından Bir İnsan Geçti
    Süleyman adında bir insan geçti bu dünyadan. Birkaç yıl önce şehre yerleştiğinde tanışmış, küçük yaşta yetim kaldığını büyükşehirde nasıl bir hayat mücadelesi verdiğini anlatırken öğrenmiştik. Son zamanlarda yatalak olan annesine son nefesine kadar bağlı kaldı ki birkaç ay öncesine kadar hep üzerine titredi. Anılarını anlatırken ağlanacak zamanlarda bile bizi etrafındaki herkesi güldürürdü. Tanıştığı selam verdiği […]
  • 02
    Chp’li Duran Kum: Bu sadece bir ülkenin değil, insanlığın meselesidir.
    Önceki dönemlerde Cumhuriyet Halk Partisi Tokat İl Başkanı ve milletvekili adayı olan Duran Kum Suriye’de son günlerde yaşanan olaylarla ilgili bir basın açıklaması yaptı. Duran Kum’un açıklaması: Ortaçağ Zihniyetine Karşı Aydınlık Mücadelesi Suriye’de siyasal İslamcı, mezhepçi karanlık güçler iktidarı ele geçirdi ve tarih boyunca gördüğümüz en korkunç zulümlerden birine imza atıyor. Ortaçağ zihniyetine saplanmış bu […]
  • 03
    Fatih Kaplan: Oldu Olacak Erbaa’yı Suriye’ye Bağlayın Olsun Bitsin
    Şehir merkezleriyle bazı köy bağlantı yolları arasında bulunan bir kısım yolların bakım-onarım ve yenilenme işleri Karayolları Genel Müdürlüğü’ne aittir. Fakat Erbaa için yapılan son düzenlemede bazı bağlantı yolları Karayollarının sorumluluğundan alınıp İl-İlçe Özel İdare Müdürlüklerine bırakılmış. Erbaa-Kozlu-Canbolat (Küçük Yayla yolu) ve Erbaa-Karayakar-Doğanyurt-Tepekışla arası grup yolları. Yayınlayacağımız iki haritada bu açıkça görülüyor. Yani kısaca bu yolların […]
  • 04
    Bbp Lideri Mustafa Destici: Terörle Müzakere Olmaz Mücadele Olur
    Bebek Katili Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan yaptığı çağrıya Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici ilk tepki gösteren liderden biri oldu. Mustafa Destici’nin açıklaması şu şekilde: “Dün yapılan açıklamayı dikkatle takip ettik. Açıklama, muhtevasından ziyade mahiyeti itibarıyla da kabul edilebilir olmadığı gibi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti için gelecekte yaşanacak olumsuzlukların da aynası olmuştur. Gelinen […]
  • 05
    Erbaa Esnaf Odası Bşk. Adayı Ahmet Akbulut: Esnaflarımız İçin Hizmete Talibiz
    Erbaa Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkan Adayı olan Esnaf Ahmet Akbulut haber merkezimize ziyaret gerçekleştirerek seçim çalışmaları ve yapacağı projelerle ilgili açıklamalar yaptı. Akbulut’un açıklamaları şu şekilde: Babam, Mobilyacı Abdullah Akbulut’tan devraldığım işimizi yaklaşık 20 yıldır sürdürüyorum. Devraldığım işimizi 22 yıldır düsturumuz ertesi yıla bir üstüne koyarak gitmektir. Esnaf odamıza bakıyoruz ikinci dönemi bitiren sayın […]