12° Az bulutlu

Halil İbrahim Sezer: İyilik Her İnsanı İyileştirmez

YAZARLAR - Ocak 5, 2024 19:43 A A

İYİLİK HER İNSANI İYİLEŞTİRMEZ

“Mütevazılık falan hiçbir zaman gerçek bir üst değer olmamıştır bizde,

Bir ortamda mütevazı olmaya kalkarsanız,

Saygı hemen azalmaya başlar, hissedersiniz” diyor

Nuri Bilge…

İyi niyetin ve samimiyetin bizim toplumumuz kadar hor görüldüğü, yanlış anlaşıldığı başka bir toplum daha var mıdır bilemiyorum. Herkese iyi olmaya, adil olmaya çalışarak saygınlık ve sevgi kazanmanız mümkün olmuyor. Aksine her iyi niyet diğerinin gözünde senden bir şeyler eksiltiyor. Senin iyi niyetin ezildiği gibi seni hor görmesine de neden olup zayıflık ve acizlik olarak algılanıyor.

“İyilik yapma, görevin olur” demiş büyükler…

İyi niyetle yapılan her şey vasat insanlar tarafından suistimale açıktır bizde…

Hele ki bu bedavaya sunulan hizmetse…

Yaptığınız hiçbir şeyin değeri ve kıymeti yoktur. Kendinizden verdiğiniz ödün kendinize zarar olarak döner.

İyilik her zaman iyilik değildir yani…

İyiliğin iyilik olması için karşıdaki kişinin bunu anlayabilecek alt yapısının olması gerekir. Sizin verdiğiniz öz verinin ve değerin takdirine açık değilse, değer nankörlük olarak karşınıza dikilir…

Dostoyevski bir toplantıda yüksek sesle okuduğu bir şiir nedeniyle Çar tarafından Sibirya’da hapse mahkum edilir. Hapis cezasını bitirdikten sonra anılarını kaleme aldığı “Ölüler Evinden Anılar” adlı kitabı yazar. Dostoyevski, hapishane hayatından önce insanları tanıdığını düşündüğünü, ama yanıldığını ancak hapis yıllarında anladığını belirtir. “Kara Halk” olarak tanımladığı bu kitleyle karşılaştıktan sonra, insanları çözümlemeye ve iç dünyalarının derinliklerine inmeye başlar. Pavlow ‘un köpeği deneyi misali, hapishanedeki bir köpeğin, yanından geçen her mahkum tarafından tekmelendiğini gözlemler. Köpek mahkumlardan kaçmadığı gibi yanına bir mahkum yaklaştığında eğilerek tekmelenme pozisyonu almaktadır. Dostoyevski bir gün köpeğin yanına yaklaşıp başını okşamayı dener. Köpek şaşkın şaşkın ona bakarak hızla yanından uzaklaşır ve acı acı havlamaya başlar. O günden sonra köpek Dostoyevski’yi her gördüğünde ondan kaçar.

Bu bize kimi insanlarında iyiliği ve şefkati gördüğünde ona uyum sağlamakta zorlanacağını gösterir.

“Ruhu köleleştirilmiş bu köpek bir sevgi açıdır. Bu durum insanlar için de geçerlidir. Hayatları boyunca haksızlığa ve kötü davranışlara uğramış sevgi açları iyi bir davranışla karşılaştıklarında nasıl davranacaklarını bilemezler. Bazen kötü davrandığınız insanlar size tapar, bazense iyi davrandıklarınız sizden nefret eder. Böyle insanların gözünde onları aşağılamanız onlar için bir beklentidir. Sizi gözlerinde yüceltirler. Eşit ve iyi davrandığınızda ise onların gözündeki değeriniz birdenbire düşer” der…

 

Toplum içinde birçok insan Dostoyevski’nin köpeğindeki anlatımı gibidir. Yani iyilik, sevgi, ilgi gibi olumlu duygulara olumlu karşılık vermeyi beceremezler. Hatta iyi bir muameleyle karşılaşmak onu daha kötü yapar. Sevdikçe nankörlerşen, değer verdikçe hadsizleşen, tahammül ettikçe çirkefleşen, güvendikçe yanıltan, çabaladıkça vefasızlaşan insanlarla doludur biz toplumumuz.. O nedenle herkese eşit davranış, eşit muamele hayal kırıklığı yaratır. Kendinize göre gayet insani yaklaşımınız, ortalama bir iyilik anlaşışınız bile, bunu anlamaz insanlar için kötüye kullanıma sebeptir. Hatta senin iyi niyetini referans göstererek arkandan tonla iş çevirir…

İyilik pragmatik beklentiler için yapılmaz o ayrı bir konu.

İyilik, toplumsal normlarda, gelenek-göreneklerde ve tüm din kitaplarında, insanlığın edinmesi gereken doğru bir vasfı olarak öğretilse de iyi olmanın bu kadar kötüye kullanıldığı bir dönemde iyiler genelde takdir değil sorun yaşarlar. Yani kimse yüceltmez iyi olanı… Siz kendinizi sıkıntıya sokacak biçimde birisine yardım için uğraşsanız bile o kişi bunu zayıflık olarak görüp en kıza zamanda size dirsek çevirmekten hicap duymaz.

Hak ettiği kadar, gerektiği kadar ve en önemlisi de takdir edildiğini kadar iyi niyetli olmak elzemdir… Çünkü sömürücü ve kullanıcı olanlar, iyilik yapan insanın iyiliklerini bir süre sonra iyilikten çok “olması gereken, sıradan, rutin” olarak görürler. O nedenle iyilikbilmez birine elinizi verirseniz, kolunuzu koparabilirler.

Özetle iyilik her insanı iyileştirmez, çoğunu biraz daha nankör yapar, kime ne verdiğinize dikkat etmeniz dileğiyle…

Selametler

Halil İbrahim Sezer

 

 

 

 

YAZARLAR - 19:43 A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.

HABER LİSTESİ

  • 01
    Anahtar Parti Erbaa İlçe Bşk. Hüseyin Yağcı: Biz Milletimizin A Planı Olacağız
    Anahtar Parti Erbaa İlçe Başkanı Hüseyin Yağcı, ilçede görev yapan basın mensuplarıyla bir araya geldi. Toplantıya Anahtar Parti Erbaa Kadın Kolları Başkanı Sündüz Özen, Gençlik Kolları Başkanı Onur Cambaz ve parti yetkilileri katıldı. Erbaa ilçe teşkilatında ‘Tanışma toplantısı’ temasıyla basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Yağcı’nın açıklamaları arasında; hafta sonu Ankara’da yapılacak olan Anahtar Parti Olağan kurultayı, […]
  • 02
    F. Kaplan: Gizli Hazinelerimizden Ergin Hoca Öğrencileriyle Şühedanın Huzurunda
    Belirli dönemlerde şehrimizin Gizli Kahramanlarını gün yüzüne çıkarmaya çalışıyoruz. Bugün ki yazımızda bu toprakların hamuruyla yoğurulmuş, kendini yetiştirmekle kalmayıp eğitim camiasında öğrencilerini evlatları gibi gören; Tokat Gazi Osman Paşa Üniversitesi Erbaa Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ergin Temel’i sizlere anlatmak istedik. Tüm çalışma ve hayatında insan odaklı işler yapan hocamızı biraz daha yakından […]
  • 03
    Fatih Kaplan: Bu Dünyadan Süleyman Adından Bir İnsan Geçti
    Süleyman adında bir insan geçti bu dünyadan. Birkaç yıl önce şehre yerleştiğinde tanışmış, küçük yaşta yetim kaldığını büyükşehirde nasıl bir hayat mücadelesi verdiğini anlatırken öğrenmiştik. Son zamanlarda yatalak olan annesine son nefesine kadar bağlı kaldı ki birkaç ay öncesine kadar hep üzerine titredi. Anılarını anlatırken ağlanacak zamanlarda bile bizi etrafındaki herkesi güldürürdü. Tanıştığı selam verdiği […]
  • 04
    Chp’li Duran Kum: Bu sadece bir ülkenin değil, insanlığın meselesidir.
    Önceki dönemlerde Cumhuriyet Halk Partisi Tokat İl Başkanı ve milletvekili adayı olan Duran Kum Suriye’de son günlerde yaşanan olaylarla ilgili bir basın açıklaması yaptı. Duran Kum’un açıklaması: Ortaçağ Zihniyetine Karşı Aydınlık Mücadelesi Suriye’de siyasal İslamcı, mezhepçi karanlık güçler iktidarı ele geçirdi ve tarih boyunca gördüğümüz en korkunç zulümlerden birine imza atıyor. Ortaçağ zihniyetine saplanmış bu […]
  • 05
    Fatih Kaplan: Oldu Olacak Erbaa’yı Suriye’ye Bağlayın Olsun Bitsin
    Şehir merkezleriyle bazı köy bağlantı yolları arasında bulunan bir kısım yolların bakım-onarım ve yenilenme işleri Karayolları Genel Müdürlüğü’ne aittir. Fakat Erbaa için yapılan son düzenlemede bazı bağlantı yolları Karayollarının sorumluluğundan alınıp İl-İlçe Özel İdare Müdürlüklerine bırakılmış. Erbaa-Kozlu-Canbolat (Küçük Yayla yolu) ve Erbaa-Karayakar-Doğanyurt-Tepekışla arası grup yolları. Yayınlayacağımız iki haritada bu açıkça görülüyor. Yani kısaca bu yolların […]