HAVADA PATLAYAN SAYGI(SIZLIK)

HAVADA PATLAYAN SAYGI(SIZLIK)
Seçimler yaklaştıkça siyasi atmosferde gerilmeye, yarış süresi kısaldıkça partilerde ısınmaya başladı. Tüm bu çekişme ve rekabet ortamında dikkat edilmesi gereken hususlarda var. Olması da lazım!
Özellikle içerisinde bulunduğumuz Ramazan ayı dolayısıyla partilerimizin daha sakin ve daha hoşgörülü olmaları lazım iken. Bazen bu saygı sınırları aşılıyor hatta aşılmanın ötesinde artık vatandaşlarımızı çileden çıkarıyor. Gündüzün erken saatlerinde cadde aralarında gezen parti araçlarına artık aşina olduk. Akşamın belli saatlerinde yapılan konvoylara da hemen hemen alıştık gibi. Ama gecenin tam on ikisinde havai fişek atıp insanları ve insanların dışında dünyada yaşayan varlıkları rahatsız etmek de neyin nesidir. Bunu bir türlü ne anladık nede alışabildik.
Bu söylediklerimiz tüm partiler ve şahıslar için geçerli. A partisi B partisi diye bir ayrım yapmıyoruz. Önemli olan pankartlara ‘ her şey millet için’ yazmak değil. Madem her şey millet için o zaman ilk önce milleti rahatsız etmeden, millete rahatsızlık vermeden millet için bir şeyler yapmanın yolunu bulmak lazım. Hele geçenlerde yakın bir ilçemizde şehidimiz varken bir partinin en üst noktasından atılan havai fişeği zannediyorum ki semanın katlarında şehidimizin ruhunu bekleyen melekler görmüştür. Yine zannediyorum ki o gece yer gök şehidimiz için dua ederken ve şehidimizin ruhu bizlere şefaatçi olmak için cennetin yolunu tutarken mutlaka o havai fişekleri görmüştür. Şimdi kendinizi o şehidimizin ailesinin yerine koyun. Diyelim ki şehit bizim ilçemizde değil. Peki, bu şehit bu vatanın evladı değil mi? Veya sizler bu vatanın evladı değil misiniz? Bu yapılan hoş bir hareket midir? Bence bu yapılan nahoş durumdan dolayı o partinin yeklileri çıkıp milletten özür dilemeli ve gıyabında şehidimizin yakınlarından helallik almalıdır.
Artık millete mal olmuş insanların ve kurumların milletin özel hayatına saygı göstermeyi öğrenmesi ve az hatayla bu seçim dönemini atlatması lazımdır. Bizler onların özür dilemesi gerektiğini yazdık onlarda diyebilir ki “ efendim ne özür dileyecekmişim, benden önce falanca da attı.” Diyerek bizlere cevap verebilir. Bizler halkımızın bizlere ilettiğini yazmak bir nevi onların duygularına tercüman olmak zorundayız. Biz yazarız, okuyan ve üstüne alınması gereken de çıkar özür diler. Üstüne alınmayan da kendini yakışanı yapar. Bizler şunu bunu kırmak veya kızdırmak derdinde de değiliz. Tek derdimizi var milletin huzuru ve rahatı. Millet yattığı yatakta rahat etmeyecekse, namaz kılarken 50 metre öteden atılan havai fişeğin sesiyle namazını şaşırtacak ve camiden çıkınca size beddua edecekse. Kazansan ne olur kaybetsen ne olur. Milletin övgüsünü almak varken kınanmayı kim ister.
Tüm partilerimizden ricamızdır. Araçların desibel ayarlarını ayarlayın, konvoylarda kimsenin burnunun kanamaması için gereken önlemleri alın. Gece yarısı havai fişeklerle hiç kimseyi rahatsız etmeyin. İftar sofraları kurup yemeğin yarsını dökerek israf etmeyin. İnanın bunlara dikkat ederseniz siz zaten gönüllere girmiş olur ve her evden en az bir oy almış olursunuz.
Seçime az kalan şu günlerde bir birinizi kırmadan, üzmeden propagandanızı yapın. Ama kimseyi de üzmeyin, rahatsız etmeyin ve rahatsız olmayın. Saygısızlığınız havada patlayıp gökyüzünde belli olmasın.
Allah, seçimlerde bu millete hakkıyla hizmet edecek olanları muvaffak eylesin.
Fatih KAPLAN 7.06.2018