Parçalı bulutlu

OLAĞANÜSTÜ KARGALARININ HAZİN SONU

YAZARLAR - Mayıs 25, 2020 17:49 A A

Bu dünyada bazı şahsiyeteler vardır. Hayat onları bazen olağanlıktan çıkarıp olağanüstü durumlara sürükler. Onlar için olağan olmak da zordur zaten. Hatta onlar için olağan olmak, çok olağanüstü bir durumdur. Bunlara, kendi konumlarından daha olağanüstü bir konum verdiğiniz zaman o, olağanüstü konuma alışamayıp hemen olağanüstü bir kurgunun içine girerler. Onlara makam ve mevki veren kurumun da eğer olağanüstü bir konumu varsa, o mülkün emanetçileri bilirler ki; -Mülk Allah’ındır.- bu kişiliksiz kişilere bir mevki verdikleri anda onlar kendilerini o makamın üzerinde görmeye başlarlar. İşte o zaman bir başka olağanüstü durum ortaya çıkar. Hani bir zamanlar o mülkün emanetçilerinden birinin tarifiyle, ‘kendileri Ağrı dağının zirvesine çıkarlar ama davaları dağın eteklerinde kalmıştır. Ama bunu zirveye çıkınca anladık!’ diye bir açıklaması vardır.
İşte bulundukları veya konuldukları makamların altına ezilenler. Kerameti kendilerinde zannedenler kendilerine gösterilen olağanüstü saygıdan ve sevgiden çok ama çok etkilenirler. Öyle etkilenirler ki gün gelir peşlerine bu olağanüstülükten etkilenen birkaç kişiyle kafa kafaya verirler ve derler ki, ‘Bizler seçilmiş ve olağanüstü kişileriz. Biz olağanüstü işler isteriz!’ der ve isyan bayrağı açarlar. Fakat onların unuttuğu bir şey vardır. Onlara bu olağanüstü ilgi ve alaka bulundukları yerin olağanüstü konumundan gelmektedir. Ama onlar gökyüzüne çıkınca onlara kanat takanı değil de arkalarından rüzgâr estirenin güçlü olduğunu zannederler. Gökyüzünde değişik kuşlarla tanışır, değişik kuş beyinlilerden akıl alırlar. Hatta o kuş beyinliler der ki, ‘Yahu ne güzel kanatların var, keşke sendeki kanatlar bende olsa da bende senin gibi görünsem.’ Derler. Veya onun karga görünümüne bakmadan ona öyle iltifatlar ederler ki; ‘ sen tam bir kartalsın. Sendeki bu pençeler tuttuğunu koparır.’ Gibisinden sözlerle ona öyle bir rüzgâr estirirler ki, o bile kendine inanamaz. Tabi içinde şeytandan kalma veya büyük şeytanın merkezinden gelme kibrin alametleri de varsa şöyle bir aynanın karşısına geçer ver kendine bakıp der ki; ‘ Evet, bunlar doğru söylüyor. Ben onların aradığıyım.’ Der ve kanatlarını süzmeye başlar.
Etrafına da birkaç kargayla saksağan birikince, bir de Leş yiyen akbabadan da takviye ve methiye gelince hemen uçmaya başlar. Ona göre gökyüzünde artık tektir. İlk önce ona makam mevki verene hakaret etmekle işe başladığı için ona göre hakaret etmek sıradan işlerdendir. Uçmayı öğrendiği, yemek yediği yuvasına pisledikten sonra işi iyice zıvanadan çıkarır. Ağzından olmadık laflar dökülür, arkasından birazda rüzgâr esince ne diyeceğini bilemez. Dilinde bir söz pelesenk olur. Bu olağanüstü durumlar onu çok etkilediği için; ‘illa da olağanüstü bir gün yaşayalım.’ İster. Tabi ki ona mevki-makam veren yerin kurulu bir düzeni vardır ve yıkılmasını istemez. Derler ki, ‘ hayırdır? Bu rüzgâr nerden geliyor?’ bu soruya hiç cevap vermez veya veremez bizim kuş beyinli. Tek bir söz çıkar ağzından, ‘olağanüstü de olağanüstü.’
Ona makam-mevki veren -olağanüstü yer- zor günler geçirse de teslim olmaz. Bu olağanüstü duruma! Tabi ki bu arada o memlekette de olağanüstü durumlar olur. Tüm olağanüstülükler atlatılır ve bizim kargacık kartalların arasından ayrılır. İlk işi kartal gibi yürümek olur. Sonra onlar gibi konuşmaya çalışır.
Günler su gibi geçer ve bir mahkeme kurulur! Bu mahkeme de tüm taraflar hazırdır. Hâkim de bu tarafların mensup olduğu ‘olağanüstü’ bir topluluktur. Sonra ne mi olur?
Sonra kendini kartal zanneden karga, yolunmuş kaza döner, konuşmayı bile şaşırır. Ardından sığınacak liman arar, bula bula da onu ilk fırsatta def edecek korsanların gemisini bulur. Devamında mahkemeden karar çıkar ve hüküm verilir!
Karar: ‘Sen; kartal değil kargasın! Sen; sana değer verenlerin sayesinde değerdin. Ama şimdi değersiz ve gereksiz bir yaratıksın!’ hüküm Temyiz yolu kapalı olmak suretiyle verilmiş, karga tarihin derin sayfalarına gömülmüştür.
Sonra ne mi olur? Onu ilk yanına yanaşan kuş beyinliler terk eder! Çünkü o ilk önce onları harcamıştır! Çıkan ilk fırtına da kargaya ne olduğunu sormayın! Akıllı adam lafın hepsi söylenmez!
İşte kendini değerinden fazla değerli görenlerin sonu!
Allah kendini olağandan fazla görenlerden, kibre kapılıp şeytanın peşinden düşenlerden eylemesin..
Fatih KAPLAN 8.08.2018

YAZARLAR - 17:49 A A
BENZER HABERLER

YORUM BIRAK

YORUMLAR

Hiç yorum yapılmamış.

HABER LİSTESİ

  • 01
    F. Kaplan: Gizli Hazinelerimizden Ergin Hoca Öğrencileriyle Şühedanın Huzurunda
    Belirli dönemlerde şehrimizin Gizli Kahramanlarını gün yüzüne çıkarmaya çalışıyoruz. Bugün ki yazımızda bu toprakların hamuruyla yoğurulmuş, kendini yetiştirmekle kalmayıp eğitim camiasında öğrencilerini evlatları gibi gören; Tokat Gazi Osman Paşa Üniversitesi Erbaa Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ergin Temel’i sizlere anlatmak istedik. Tüm çalışma ve hayatında insan odaklı işler yapan hocamızı biraz daha yakından […]
  • 02
    Fatih Kaplan: Bu Dünyadan Süleyman Adından Bir İnsan Geçti
    Süleyman adında bir insan geçti bu dünyadan. Birkaç yıl önce şehre yerleştiğinde tanışmış, küçük yaşta yetim kaldığını büyükşehirde nasıl bir hayat mücadelesi verdiğini anlatırken öğrenmiştik. Son zamanlarda yatalak olan annesine son nefesine kadar bağlı kaldı ki birkaç ay öncesine kadar hep üzerine titredi. Anılarını anlatırken ağlanacak zamanlarda bile bizi etrafındaki herkesi güldürürdü. Tanıştığı selam verdiği […]
  • 03
    Chp’li Duran Kum: Bu sadece bir ülkenin değil, insanlığın meselesidir.
    Önceki dönemlerde Cumhuriyet Halk Partisi Tokat İl Başkanı ve milletvekili adayı olan Duran Kum Suriye’de son günlerde yaşanan olaylarla ilgili bir basın açıklaması yaptı. Duran Kum’un açıklaması: Ortaçağ Zihniyetine Karşı Aydınlık Mücadelesi Suriye’de siyasal İslamcı, mezhepçi karanlık güçler iktidarı ele geçirdi ve tarih boyunca gördüğümüz en korkunç zulümlerden birine imza atıyor. Ortaçağ zihniyetine saplanmış bu […]
  • 04
    Fatih Kaplan: Oldu Olacak Erbaa’yı Suriye’ye Bağlayın Olsun Bitsin
    Şehir merkezleriyle bazı köy bağlantı yolları arasında bulunan bir kısım yolların bakım-onarım ve yenilenme işleri Karayolları Genel Müdürlüğü’ne aittir. Fakat Erbaa için yapılan son düzenlemede bazı bağlantı yolları Karayollarının sorumluluğundan alınıp İl-İlçe Özel İdare Müdürlüklerine bırakılmış. Erbaa-Kozlu-Canbolat (Küçük Yayla yolu) ve Erbaa-Karayakar-Doğanyurt-Tepekışla arası grup yolları. Yayınlayacağımız iki haritada bu açıkça görülüyor. Yani kısaca bu yolların […]
  • 05
    Bbp Lideri Mustafa Destici: Terörle Müzakere Olmaz Mücadele Olur
    Bebek Katili Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan yaptığı çağrıya Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici ilk tepki gösteren liderden biri oldu. Mustafa Destici’nin açıklaması şu şekilde: “Dün yapılan açıklamayı dikkatle takip ettik. Açıklama, muhtevasından ziyade mahiyeti itibarıyla da kabul edilebilir olmadığı gibi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Türk Milleti için gelecekte yaşanacak olumsuzlukların da aynası olmuştur. Gelinen […]